Sana ceketini çıkar dedim! - Ne? Gözlerim inanılmaz genişliğe yuvarlandı. Yani onun sözleri benim hayal gücümün oyunu değil miydi? Her saniye, bu ofiste neler olduğunu daha fazla anlamaya son veriyorum-daha hızlı! - beklenmedik bir çığlıktan korktum. - Hayır, - çekingen bir şekilde itiraz ettim, - bunu yapmayacağım! Beni bir Mersin bayan olarak işe alacaksanız, o zaman daha iyi giderim - çenemi kaldırarak daha güvenli bir şekilde ekledi. "Tamam, git," başarısız patron elini kapıya sallayarak güldü. Aptal. Kilitli. Kendi aptallığımla kapana kısıldım. En azından bir şok tabancası ya da bir gaz Tenekesi almalıydın. Kendi çaresizliğimin farkına varmak beni paniğe kaptırdı. Kendimi kollarıma sardım ve kapıya doğru uzandım. Denemeden sonra girişimi başarısız kaldı. Kilit hırsızları benim için işe yaramadı ve şimdi de sağlık riski altında. "Beni serbest bırak," sesindeki titremenin üstesinden gelmek için talep ettim.
Çılgın manyak, ya da şu anda aptal ceketini çıkaracaksın, ilginç seçenekler, ama benim için fidye isteyeceği ya da gerçekten şeker getireceği bir kaç tane daha duymak isterim. Ben yavaş yavaş durumu değerlendirmek için pencereye yürüdü. Hayatta kalma şansı var. Ama yine kendi ikinize koşmak olası değildir. Ben hala çok gencim. Genç ve inatçı. Her zaman fikrimi savundum. Ben Alegrina. Büyükannem her zaman Almanlar tarafından esir tutulan acımasız bir toplama kampında hayatta kalabilen büyükbabamdan bahsederdi.Dayandı, kırılmadı, ben de yapabilirim. - Tükürmek. Oyunlarınızı oynamıyorum, ya beni serbest bırakırsınız ya da bir dahaki sefere bizimki kaybolmadığı bir mahkemede buluşuruz. Eğer şu anda beni öldürmeye, tecavüz etmeye ya da her ikisine birden karar verirse, ona dişlerimle geğirerek sonuna kadar savaşacağım. - Hayır tatlım, yarın görüşürüz. Burada. Yiyecek, su ve diğer olanaklar olmadan ne olacağını görelim-adam ısıtmalı koltuğundan kalkıp ofisten ayrıldı. Son duyduğum şey, kapanan kapının sesi ve sonra sadece sessizlik.